Yazarlar // 7 Haziran 2014 Cumartesi 00:00
İsmail BAŞARAN
Samsun halkı Yusuf Ziya Yılmazla tanıştığında doğudan gelen bir bürokrattı kendisi.
ANAP tarafından Samsun’daki Karayolları Yedinci Bölge Müdürlüğü’ne getirilmişti.
Sonrasında insanlar Ankara yolunda başında baretle sıkça gördüler kendisini.
Bazıları sevdiler bazıları ise sevemediler.
O Ankara yolu yıllarca tekrar tekrar yapıldı.
Artık, Yılmaz nasıl yaptıysa orasını…
Sonrasında Samsun’a bir santral bela etti Yusuf Ziya Yılmaz.
Devlet bir dolu zarara uğradı.
Yargı durdurdu.
Santral çalışmadı.
Santral davetle Samsun’a geldiği için bir dolu tazminat ödendi yapımcısına.
Araziler verildi…
İnsanlar yürüyüşler yaptı, eylemler gerçekleştirdi…
Aynı Yılmaz aradan yıllar geçti, şimdi de Saathane Meydanı batağına saplandı.
Belki orada da tazminatlar ödenecek, bilmiyorum.
Hep “Ben yaptım oldu” mantığıyla hareket edip Samsun’u büyülteceği yerde küçülten bir insan durumuna geldi…
“Ben yaptım oldu” mantığıyla hareket eden, yüzü gülerken bile art niyetli olduğu mimiklerinden belli olan Yılmaz şimdi de kalkmış “Bilen bilmeyen konuşuyor” diye millete çatıyor.
Belki de Samsun’da böyle bir ifadeyi kullanabilecek en son insandır kendisi…
“Bilen bilmeyen konuşuyormuş…”
Yok ya…
Bir tek sen mi biliyorsun her şeyi?
Eski fuar alanı içinde cami yıktığın unutulmadı daha…
Yerine bilmem nerede bir başka cami yaptırmakla mı günahından arınacaksın?
Bir de kalkmış “Sahillerimiz” diye başlıyorsun.
Sen kim sahil kim be…
Sahili bozup denizle kum arasına “Çin Seddi” yapacaksın ardından da “sahillerimiz servetimizdir” gibisinden laflar edeceksin.
Bilen de bilmeyen de konuşuyor işte…
YÜZME HAVUZU VE ATAKUM
CHP’li Metin Burma’nın Atakum Belediye Başkanlığını yaptığı son dönemde bir havuz ve meydan konusunda AK Parti yöneticileri ve dönemin Bakanı Suat Kılıç’la ters düşmüştü.
Metin Burma Jandarma’nın yanındaki alanda Keant Meydanı yapılmasını isterken AK Partililerin büyük bölümü Bakan Suat Kılıç’ın Yüzme Havuzu pro5jesgini destekliyordu.
Sonuçta Bakan Bey kazandı.
Şimdi o bölgeden geçerken görüyorum hilkat garibesinin yükselişini ve o duvarların ne kadar kötü olduğunu.
Kim kazandı kim kaybetti bilmiyorum da sanırım kaybeden Samsun oldu orada…
GÜNÜN FIKRASI
Temel ishal olmuş, gittiği doktor da "günde iki defa fitil" önermiş.
Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş, ve tabii ki daha kötü olmuş.
İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
"Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?"
Temel kızmış,
"Yok, bi tarafıma sokuyorum."
GÜNÜN SÖZÜ
Ayakların baş olduğu yerde ezilenler çok olur.
DUVAR YAZISI
Birinciler olmasaydı ikinciler kazanırdı…