Ben Vezirköprü’yü görmeden Köprülü Mehmet Paşa’yı ezberlemiştim.
Vezirköprülü olduğumdan değil Osmanlı tarihini sevdiğimden.
Yıllar sonra gurbetteki bir Köprülü kadar gittim bu ilçeye.
Hedef Halk Gazetesi Genel Yayın Müdürü Yener Cabbar “oturmayın, haydı sahaya” deyince ekip olarak yola koyulduk.
İlk hedef Vezirköprü verilmişti, gittik, gördük, konuştuk, yazdık.
Seçmenle de görüştük, henüz seçmen yaşına gelmemiş olanlarla da.
Önce MHP adayı Hasan Doğru ile randevumuz vardı.
Seçim Koordinasyon Merkezi’nde bizi bekliyordu.
“Önce İnsan Önce Vezirköprü” sloganıyla çıkmış yola.
“Ya olup biteni yok sayacağız ya uzaktan seyredip yalnızca şikayet edeceğiz ya da bir ucundan tutup ilçenin ve Ülkenin selameti için ‘Doğru’da birleşeceğiz” diyor.
Belediyecilikteki temel özelliklerini on maddede toplamış anlatıyor seçmene.
Vezirköprü’de bir değişim yaşanacağına kendisini inandırmış, şimdi seçmene inandırmak için uğraş veriyor…
Daha sonra AK Parti adayı ve Vezirköprü’nün AK Partili Belediye Başkanı İbrahim Sadık Ediz’le görüştük.
Belediyedeki makamında kalabalık vatandaş topluluğu vardı.
“Halk günü mü?”
“Hayır” dedi ve ekledi:
“Burası her gün böyle…”
Bir pencereden baktığınızda “Vezirköprü sorunlarını çözememiş ki bu kadar çok dertli vatandaş var” diye düşünüyorsunuz, bir diğer pencereden baktığınızda “Başkan tam halk adamı ki herkesin derdini dinliyor hiç kasmıyor kendisi” diye geçiriyorsunuz aklınızdan…
İbrahim Sadık Ediz’i eskiden beri tanıdığımdan bu ikinci görüş daha yakın geliyor bana…
Halk burada kendisini gerçekten seviyor.
Bu yaptığımız sokak röportajlarına da yansıdı çünkü.
Birebir görüştüğüm insanlar “İbrahim Sadık Ediz” adına ve adaylığına genellikle “evet” diyor, bazıları AK Parti’nin içinde bulunduğu son duruma takılmış değişim arıyor.
17 Aralık sonrası AK Parti için yazılanlar çizilenler bazı seçmenlerin kafasını karıştırmışa benziyor.
Bunlar “Köprü’de bir değişimi” istiyorlar.
Adresin de MHP’de olabileceğini dile getiriyorlar.
Bir zamanlar, Suat Binici’nin Belediye Başkanı olduğu, sonrasında da Milletvekilliğine kadar yürüdüğü, bir başka deyişle Binici’yi bu koltuğa oturtan ve vekillik yoluna sokan CHP’ye ne olmuş?
Bülent Tokalıoğlu’nu aday göstermişler göstermesine de ben göremedim.
Vatandaş görebiliyor mu peki?
Halkla yaptığımız görüşmelerde de adını duyamadım.
Belki seçime kadar kendisini gösterir belli olmaz…
İlçede gezerken “Ne olacak bu seçimde” sorusunun cevabını ararken yolum ünlü Bedestan’a düştü.
Cemil Ataman 1996 yılında emekli olmuş. Yine de çalışıyor. Küçük esnaflık yapıyor. Ateş püskürüyor, ateş.
“38 yıldan beri esnaflık yapıyorum daha bu kadar kötü duruma düşmedim. SGK’dan emekli maaşımın tamamına haciz koydular maaşımı bile alamıyorum. Suç da benim değil zamanında almadıkları bir para yüzündenmiş.”
Peki, bunu sandığa yansıtacak mı Cemil Ataman?
“Değişim şart” diyor durmadan.
Erol Tülüce ütünün para etmediğinden Muhammet Yıldız, yemin pahallı olmasından, mazotum pahallı olmasından yakınıyor.
Daha önce AK Parti’ye oy verdiklerini ancak bu seçimlerde MHP’ye oy vereceklerini dile getiriyorlar. Kapaklı köyünde oturduklarını, köylerinin 85 haneli olduğunu ve AK Parti’nin oylarında düşüş yaşanacağını, oyların MHP’ye kayacağını iddia ediyorlar.
Bazı gençler bir garip burada. İş aş isteyeceklerine yolların asfalt olmamasından yakınıyorlar.
Peki, Büyükşehir için ne düşünüyor Vezirköprü seçmeni?
Yusuf Ziya Yılmaz’dan yana gönülleri.
Ancak bu gönüllerde ulaşım kırıklığı var.
Vezirköprü’den kalkıp Çarşamba’ya gidecek olan bir insanın kaç vasıta değiştirip kaç lira harcadığını da Yılmaz’ın düşünmesini istiyorlar.
Ve bu konuda çözüm bekliyorlar…