Vezirköprü’de 23 Ağustos 2020'de meydana gelen faciada, Kenan Ak(20) ile Hayati Ak(25) göçük altında hayatını kaybetmişti. Olaya müdahale için giden AFAD ekibi ise namaz ve ihtiyaç molası vermişti bu nedenle de olay yerine geç gidebilmişti.
Ekipten birinin savunması için verdiği ifade ortaya çıktı ve verilen karar da adeta şok etti: "2 saatlik yol düşünüldüğünde, hayatın olağan akışı içerisinde son derece makuldür."
Bu nasıl bir kafadır ki suçu kendinde arayacaklarına namaz molasına bağlıyorlar ve bu da kabul ediliyor. Asıl suç bu iadede gizlidir. Bir kurumda çalışacaksın ve o kurumun neden kurulduğunu ne amaç güttüğünü yapman gereken in ne olduğunu bilmeyeceksin. İşte asıl sorgulanması gereken budur.
AFAD’ın ne demek olduğunu hatırlatalım önce: Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığıdır. Kısaca AFAD görevlilerinin ister namaz kılmak olsun, ister başka bir ihtiyaç gidermek için durma lüksleri yoktur. Namazı kazaya bırakabilirsiniz, vakti geçtikten sonra da kaza namazı kılabilirsiniz, ancak sizin bu konuyu bilerek veya bilmeyerek istismar etmeniz görevinizi ihmaldir ve onun da bir cezası vardır. Çünkü siz o araçla afet yerine car kurtarmaya gidiyorsunuz, ancak işinizi yapamıyorsunuz.
Çay veya ihtiyaç molası verme gibi bir lüksünüz yoktur. Böyle bir savunma da mahkemede kabul edilmemelidir. Şimdi o namaz kabul mü edilecek? Yargı sizi suçlu bulmayabilir ancak siz vatandaşın vicdanında suçlu duruma düştünüz. Bu eylemi yapanlara da yargıda öyle bir karar verenler ortak oldular mı merak ediyorum.
NEREDEN NEREYE GELİNDİ
Hâkim Temel'e sorar: Temel davacıyı merdivenden ittin mi?
Temel yanıtlar: Sadece bir basamak ittim diğerlerinden kendisi düştü.
İşte geldiğimiz nokta bu. Vatandaş bir iktidar seçti yıllar önce, işbaşına getirdi 20 yıl sonra o iktidar vatandaşa hizmet etme yerine yandaşa hizmet eder hale geldi. Kısaca bir basamak düşmedik merdivenlerden yuvarlandık bu kadar yıldan sonra.
Bir ülke düşünün ki Dünya’da sözü olduğu söyleniyor, bu ülkenin de adı Türkiye. Yani benim ülkem, gerçekten de büyük bir ülke ancak bana göre iyi yönetilmiyor. Dünya bir virüsle uğraşırken biz uğraşamıyoruz, bir aşıyı bile alıp da zamanında getirip vatandaşımızı aşılayamıyoruz. Hani biz büyük ülkeydik. Aşıyı almak için paramız mı yok, eğer paramız yoksa resmi kurumların ve iktidar yönetimindeki belediyelerin büyük bölümünün makam odalarına yaptırdıkları lüks nedir? Türkiye’nin en büyük sorunu lüks düşkünlüğüdür.
GÜNÜN SÖZÜ
Gök gürültüsü iyidir, gök gürültüsü görkemlidir; ancak işi bitiren yıldırımdır. Mark Twain