TÜİK'in enflasyon verileri bugün yarın açıklanacak ama TÜİK’den önce İTO, İstanbul için enflasyon verisi açıkladı.
Buna göre İstanbul'da enflasyon aylık bazda yüzde 9,84, yıllık bazda ise yüzde 63,76 olarak ölçüldü.
Bu arada Türk-İş de açlık sınırının 11 bin 658 liraya yükseldiğini açıkladı.
Bu durumda asgari ücrete yapılan yüzde 34'lik zamla 11 bin 402 liraya yükselmiş asgari ücrette açlık sınırının altında kalmış oldu.
Emeklilerin durumu daha da kötü.
Misal, bu satırların yazarı açlık sınırını aşabilmek için bin 604 liraya daha ihtiyaç duyuyor.
Önceki gün emeklilerin yaşadığı mağduriyeti konuşurken, kendi durumumdan önrek verince, bir zamanlar iş kurmuş, onlarca işçi çalıştırmış mimar bir dostum, ''Sen yine haline şükret, ben 7 bin 500 lira alıyorum'' deyince, bir an sustum.
Şimdi ben kendi derdime mi yanayım, dostum gibi emekli maaşlarına düzenleme yapmadan önce 7 bin 500 lira alırken, yüzde 25'lik zamma rağmen yine 7 bin 500 lira alanların varlığını duyunca halime şükretsem mi diye düşünmedim değil hani.
Emekli, dul ve yetim maaşı alanların durumu ise daha fena.
Sahi,sosyal medyada dolaşan 7500+%25=7500 şeklindeki şu denklemi çözebilen biri var mı acaba ülkede.
Ankara’da simit 10 lira olmuş.
Emekli maaşlarına yüzde 25 zam yapıldığı ülkemde, hafta başında ekmek yüzde 50 oranında zamlandı.
Hafta başından bu yana Samsun’da ekmek 7,5 liradan satılmaya başlandı biliyorsunuz.
Şu enflasyonist ortamda fiyatı en çok artan iki şeyden biri otomobil fiyatlarıyla, emlak fiyatları olmuş.
Faizler düşerken vatandaşlar, günlük ihtiyaç ürünü olan otomobili, atırım aracı olarak gördüler.
Bu durumda 3 yıl önce, 250 bin lira dolayındaki bir otomobilin fiyatı bir milyon 700 bin liralara kadar çıkmış.
Araba fiyatları 3-4 yılda yedi kat dolayında artmış yani.
Emlak fiyatları da aynı oranda artmış.
Geçen hafta üyesi bulunduğum Türkiye Spor Yazarları Derneğinin kongresine katılmak için bulunduğum İstanbul'da bir yakınımla sohbet ederken gelen telefondaki diyalogu duyunca dudaklarım uçukladı.
Telefon çağrısı, Kadıköy'ün bir semtindeki evlerinin kentsel dönüşüme girme durumu nedeniyle ev arayan yakınlarıma bir emlakcıdan geliyordu.
7-8 yıl önce yapılmış, 3 oda bir salon ev için aylık kira olarak 38 bin lira fiyat veriyordu emlakçı.
Emlakçı arkadaş, ev sahibini tanıdığını, pazarlık sonucu fiyatı 35 bin liraya düşürebileceğini ama ev sahibin 2 aylık depozito istediğini söylüyordu ve sonunda kendisinin de bir aylık kira tutarında komisyon alacağını sözlerine ekliyordu.
En fazla 10 yıllık devlet memuru olan çift, yeni bir eve taşınma planlarını, evlerinin kentsel dönüşümle yıkılacağı tarihe kadar erteleyeceklerdir sanırım.
Bu arada yaz aylarındayız malum.
Dar ve sabit gelirliler için kavurucu sıcakların yaşandığı şu günlerde tatil planı yapmak da mümkün gibi görünmüyor.
Şükretmek mi buyurdunuz.
Sağlımıza şükrediyoruz elbette.
Ve fakat.
Güney sahillerimizdeki 5 yıldızlı otellerde tatil yapma planlarımızı başka bir bahara ertelemiş durumdayız ama hayat da çok kısa nitekim.