limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
29 Kere 40 Yıl Köle Olsak Sana
Yazarlar // 12 Aralık 2014 Cuma 00:00

Ragıp GÖKER

Kendisi de bir öğretmen olan Ali Rıza Binboğa’nın o şarkısına bayılırım.
Ali Rıza Binboğa, ‘İlk Öğretmen’ adlı şarkısında, öğretmenin bir ana ve bir baba gibi kutsal olduğunu anlatır bize.
“İlk Öğretmenin kim senin?” diye sorduğu şarkısında Binboğa, Alfabeyi ilk öğretmenimizden öğrendiğimizi hatırlatarak, “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” diyen Hz. Ali’ye atfen, “29 kere 40 yıl kölesi oluruz öğretmenin” de diyor.
Hüseyin Odabaş, Aşağıçinik Köyü İlkokulundaki ilk öğretmenimdi. Biz köy çocuklarına müziği sevdirmişti. Hüseyin Öğretmenimin bizim sınıfı bırakmasından sonra göreve gelen ve bizi mezun eden İbrahim Özdemir’in zorlamasıyla Devlet Parasız Yatılı Okul sınavlarına girmiştim. Aşağıçinik Köyü, Tekkeköy’ün iki km. kadar uzağındadır ancak ama ben 5. sınıf öğrencisiydim ve İstiklal ilkokulunda yapılan o sınava gelirken şehri ilk defa görüyordum.
Bilmeyenler için bir anlam ifade etmeyebilir ama bir köy çocuğu için ilk defa şehri görmek önemlidir.
At arabası ve kağnı ile fayton orasındaki farkı şehirli olunca anlayabilirisiniz ancak.
Dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasında gösterilen Dilek Livaneli’nin yaptıklarını anlatırken basit bir işmiş gibi anlaşılmasını asla istemem ama köy çocuklarını şehre taşıyıp fayton ile tanıştırmak bile başlı başına bir başarıdır ve bunu yapan birisinin ödüllendirilmesi için yeterli bir gerekçedir.
Dilek Livaneli, başlattığı kurslarla görev yaptığı köyde kadınların meslek sahibi olmasını sağlamış, bununla da yetinmemiş onları tiyatro ve operayla bile tanıştırmış.
Atatürk, opera ve baleyi çağdaşlaşmanın bir aracı olarak ülkemize kazandırmıştır ama günümüzde hala opera ve balenin ne olduğunu bırakın köylerimizde, şehirlerimizde bile hala bilmeyenler var.
Ulu Önderimizin bize hedef olarak çizdiği ‘muasır medeniyet seviyesi’ yani çağdaşlaşma nedir. Sadece tiyatroya ve operaya gitmekle çağdaşlaşma olmaz elbette.
Dilek Livaneli’nin neler yaptığını ve ne sebepten dünyanın 50 öğretmeni arasında seçildiğini yazarak vaktinizi almayacağım benim asıl anlatmak istediğim başka bir şey.
Bir köy İlkokulunda Sınıf Öğretmeni olarak görev yapan Dilek Livaneli,  köy çocuklarına alfabeyi ve kerrat cetvelini öğretmekle yetinmemiş. Çocuğundan, gencine ve yaşlısına kadar her birine “Siz bu ülkenin önemli ve değerli bir yurttaşısınız ve herkes kadar eşitsiniz” mesajını vermiş.
Ki, bu çok daha önemlidir.
Kendimize bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olacaksak ki, olmalıyız.
Öğretmenimiz Dilek Livaneli’nin 29 kere 40 yıl kölesi olsak, hakkını ödeyebilir miyiz bilemem.

*       *          *

Kenan ŞARA

Dün yitirdiğimiz Kenan Şara’yı yakından tanıdığımı söyleyemem. Kendisiyle röportaj yapabilen bir- iki gazeteciden birisi de bendim.
Kenan Şara Samsun için özel birisiydi.
Seveni olduğu kadar sevmeyeni de vardı Şara’nın ama Samsun için yaptığı hizmetler beğenin, beğenmeyin önemlidir.
Ve değerlidir.
Bugün kendisini sonsuzluğa uğurluyorken, biz geride kalanlara da çok önemli bir mesaj bırakıyor.
Belediyenin önünde tören yapılmasını istememiş.
“Neden?” diye sormalı herkes kendine.
Rahmetli Kenan Şara’nın o mesajı önemlidir bence.