26 Milyon İcra Dosyası

Adalet Bakanlığı'nın Merkezi Takip Sistemi'ne (MTS) göre icra dosyalarının 26 milyonu aşmış.

Üstelik bu sayı, elektrik su abonelikleri gibi alacakların icraya gelmeden çözülmüş olmasına ve  buna bağlı olarak icra işlemlerinde yüzde 33 oranında azalma görülmüş olmasına rağmen bu seviyeye ulaşmış.

MTS verilerine göre sadece geçen yıl açılan icra dosyaları 5 milyon 876 bin olmuş.

Bir kişi için birden fazla icra takibi başlatılmış olacağı varsayımından hareket edecek olursak yine de 10 milyon dolayında kişi için icra takibi başlatıldığı anlaşılıyor.

Sıcak arayla geçinmeyi sevdik.

Sıcak paranın çoğu da borç biliyorsunuz.

Hepimizin neredeyse bankalara borcu var.

Devlet borçlanırken yurttaşların, borçlanmasına şaşırmamak lazım ama tüketici kredileri nedeniyle bankalara olan borç, nisan ayında 693,6 milyar liraya çıkarken kredi kartı borçları 155,6 milyar liraya ulaşmış.

İcra takiplerinin büyük bir bölümünü bankalar tarafından açılıyor.

Bu durumda Nisan sonu itibarıyla toplam 2 milyon 266 bin 610 kişi önceki tüketici kredisi borcunu, 2 milyon 482 bin 33 kişi de kredi kartı borcunu hala ödeyemedikleri için yasal takibe uğramış.

Ticari krediler bu sıya sanırım dahil değil.

Bankalar dışında çarşı-pazar alışverişlerinde ödenemeyen borçlar nedeniyle açılan icra dosyaları da var biliyorsunuz.

Her dört kişiden biri defolu durumda yani.

Geçmişte yaşanan krizlere benzemiyor elbette ama şu an yaşanan durumu da ''Kriz'' diyebiliriz sanırım.

Hükümet kabul etmese de muhalefet partileri sıklıkla bu iddiayı dile getiriyorlar.

AK Parti iktidarının ilk 5 yılı çok iyi geçmişti.

2002-2007 döneminde uygulanan ekonomi politikalarında sıkı bir mali disiplin uygulanmıştı.

Türkiye o süreçte gerçekten çok iyi büyüdü.

Bu süreçte özellikle özel sektörde yaşanan heyecan nedeniyle ülkemizin her noktasında üretim seferberliği başlamıştı.

Paramızdan atılan 6 sıfırın sonucunda ilk aylarda doların 1 liranın biraz üzerindeydi.

Hafızam beni yanıltmıyorsa o sıralarda bir dolar, 1 lira 34 kuruştu.

O yıllarda doların fiyatı uzun süre 1,5 lirayı aşmadı.

Piyasalar rahatlamıştı.

İthalat patlaması da yaşanmıştı ama ithal ürünlerin çoğu makine ve hammadde için yapılması nedeniyle ihracatımız da artmıştı.

2002 yılındaki ihracatımız 36 milyar dolardan günümüzde 170 milyar dolar sınırına yaklaşmışsa, bu durum 2020-2007 yıları arasında uygulanan ekonomi politikaların sonucudur.

Ve fakat.

Hükümetin, 2007'den sonra uyguladığı ekonomi politikalarında başlangıçtaki o mali disipline uyduğunu söylemek çok zor.

Pandemi koşulları da tuz biber ekmiş olabilir ama günümüzdeki ekonomik yapının AK Parti iktidarının ilk beş yılındaki yapıyla ilişkilendirmek çok zor artık.