Vaka sayılarındaki artışın yakın çevremizdekilere de bulaşma ihtimali vardı.
Bunu biliyorduk.
Abim ve eşi de 12 gündür Gazi Devlet Hastanesinde tedavi görüyor.
İnsanoğlu egosantriktir.
‘’Önce can, sonra canan’’ dememiz bundandır.
Ben yakınlarımdan iyi haber almış olmanın huzurunu yaşarken, o sıralarda bazı evlere ateş düşmeye devam ediyordu oysa.
Cemal Yeşilyurt’u ve Fahrettin Ulusoy’un kıymetli ablasını toprağa vermemizin üzerinden henüz bir hafta geçmedi ki dün sabah, değerli üç Samsun evladının daha virüse yenildiklerine dair o kahredici haberini aldık.
İbrahim Koçoğlu’nu aile dostumuz Akif Tali’nin eniştesi olarak yakın bir geçmişte tanımıştım ama Haluk Irmak ve Recep Hun’u 50 seneye yakın süredir tanırdım.
Gerek Haluk Irmak ve gerekse Recep Hun’u yardımsever özellikleri ve gariban dostu olarak da bilirdim.
Virüsle boğuşmakta olan hastalarımıza acil şifa dilerken, kaybettiklerimize Allah rahmet eylesin.
Mekanları cennet olur inşallah.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,önceki gün, hafta sonları sokağa çıkma yasağı gibi tedbirin yanı sıra, yeni bir dizi önlem açıkladı.
Sokağa çıkma yasaklarının en az iki hafta olması bekleniyordu ama beklenen o karar çıkmadı.
Yasak, hafta sonlarıyla sınırlı kaldı.
Sokağa çıkma yasağının hafta sonlarıyla sınırlı kalmasında ekonomik kaygıların etkili olduğu söyleniyor.
Böyle düşünenler haksız da sayılmazlar hani.
Doların ateşini söndürmek adına merkez bankasının, sattığı dövizler nedeniyle ‘karagün akçesi’ olarak biriktirdiklerinin de kalmadığı iddia ediliyor biliyorsunuz.
Dövize ihtiyaç duyan hükümet, daha geçen hafta yüzde 6 ile borç almıştı.
Kaynak bulmak adına Borsa İstanbul’un bile bir kısım hissesi de Katarlılara satıldı.
Demek o ki;
Hükümet, işine gidemeyenlerin iaşesini sağlamak zorunda kalacağı için ülke genelinde uygulanacak iki hafta süreli sokağa çıkma yasağının bedeli ağır olacaktı.
Bu halde bile özellikle küçük esnaf büyük yara alacaktır.
Mart ayından bu yana zaten zor durumdaydı çoğu.
Lokanta ve kafeteryaların müşteri sayısı yarı yarıya azalmıştı.
İki haftadan bu yana da sadece paket servis yapabiliyorlardı.
İşyerlerine kira ödemeyenlerin çarkı zor olsa da dönüyordu.
Ve fakat.
Kira ödeyenlerin hali perişan.
Bir dükkan kirası kaç lira bilen var mı?
İşçi çalıştırıyorsa bir de.
Bankalara ve de esnaf kefalet kooperatiflerine kredi borcu varsa bir de, ‘yandı gülüm keten helva’ misali, esnafın vay haline.
Vergi ve SGK primlerini hiç söylemiyorum.
Ki;
Yıl içinde bir süreliğine ertelenmişti biliyorsunuz ama hem o ertelemeden dolayı gelen taksitler, hem de şimdinin vergi ve prim borçları üst üste binince borç katlanarak artacaktır.
TBMM’den çıkarak kanunlaşan taksitlendirme uygulaması umarım ve dilerim esnafa biraz nefes aldırır ama o taksitlendirmeden doğan devletin alacakları da ödenecek biliyorsunuz.
Siftah yapamayan esnaf, dükkan kirasını mı, işçilerinin maaşını mı ödeyecek.
Evi de kiraysa bir de.
Okul çağında çocukları da varsa eyvah.
Eyvah ki, ne eyvah
Kim verecek o yavrucaklara harçlıklarını.
2020 felaket bir yıldı.
2021 korkarım 2020’yi de aratacak.
Zor bir yıl olacak.
Çok zor.
Allah yardımcımız olsun.