10 Kasım ve Atatürk'ün anılması

Verdiğim sözü tuttum ve 10 Kasım günü Atatürk Heykeli’ne gittim.
Polis mükemmel(!) bir barikat kurmuş, vatandaşı arıyordu.
Ben bu barikattan tam geçecektim ki bir polis görevlisi “Çekilin kenara çekilin Vali Bey’in aracı geliyor” diyerek vatandaşı iteledi oradan.
Çenem tutulsun; “Vali Bey’in ne özelli var ki vatandaşı kenara itip Vali Bey’in geçmesini sağlıyorsunuz” diye sordum ve de ekledim:
“Vatandaş olmasa Vali Bey’e de gerek yok ki, Vali Bey kendisi vatandaşın üzerinde görüp vatandaşa yukarıdan bakmasın.”
Sakın yanlış anlaşılmasın.
Samsun Valisi Sayın Hüseyin Aksoy’un ne kendini vatandaşın üzerinde gördüğü vardır ne de vatandaşa yukarıdan baktığı.
Ancak çevresindekiler kesinlikle rahat bırakmıyorlardır kendisini.
“Gevenlik Beyefendi” diyerek istemediği işleri yaptırıyorlardır.
Yoksa ben tanığım Vali Bey’in sevgili eşleriyle birlikte vatandaşın içine hem de koruma falan olmadan gidip gezdiklerine.
Her neyse; saatler 09.05 idi ki sirenler çalmaya başladı.
Anıtın çevresindeki zevat ve vatandaş saygı duruşuna geçti.
Gözüm bir ara Osmaniye Caddesi’ne takıldı.
Anıtın yanından görebildiğim kadarıyla tüm yurttaşların, küçüğüyle, büyüğüyle, özellikle de genciyle saygı duruşuna geçtiğine tanık oldum.
Bulunduğum çevrede sanki hayat durmuştu.
İnsanlar aynı havayı soluyorlardı…
Bazıların çaktırmadan gözlerinde biriken yaşı siliyordu…

SİLAH GERİ Mİ TEPİYOR?
Önce 29 Ekim’in kutlanması yasaklanır gibi oldu, Türk halkı yasakçı zihniyete dersini bir güzel verdi.
Ardından 1o Kasım Atatürk’ü anma günü geldi.
Bir ince ayar da burada çekilmek istendi, yine tutmadı.
Vatandaşın Anıtkabir’e nasıl akın ederek ve Ata’sına sahip çıktığı görüldü.
Her toplumda olduğu gibi Türkiye’de de baskı tepkiyi getirmeye başladı.
Eskiden izlemediğim TV kanallarına bile bakmaya başladım.
Artık eleştiriler ciddi ciddi yapılıyor.
Silah geri mi tepiyor?

AĞAR’A ZİYARETLER ARTTI
Mehmet Ağar DYP'nin eski genel başkanlarından.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinde Adalet ve İçişleri Bakanı olarak görev yapmış bir siyasetçi…
Şu sıralarda cezaevinde…
Ne için orada bulunduğu bence pek de önemli değil.
Bugün o orada, bakarsınız yarınlarda orada başkaları olabilir.
Benim üzerinde durmak istediğim konu; Mehmet Ağar'ın cezaevinde hangi nedenden bulunduğu değil, cezaevine girdikten sonra unutulup unutulmadığı.
Aradan geçen süre içinde ziyaretine gidenlerin sayısının iki bini aşmış olması, asıl üzerinde durulması gereken konu.
Peki bu ziyaretçiler arasında Samsun'dan olanlar da var mı?
Var elbet.
Kimlerin ziyarete gittiği de önemli elbet.
Ahde vefanın ölmediğinin kanıtı bu aslında.
Peki, Mehmet Ağar ona biçilen cezayı çektiği sırada artan ziyaretçi sayısına bakıp uzak kaldığı politikaya yeniden döner mi?
Belki çok sonraları sorulması gereken bir soru bu.
Samsun'dan ziyarete gidenlerin sayısı daha artar mı dersiniz?
Galiba vefayı İstanbul'da bir semt adı olarak bilenler de var bu şehirde...

GÜNÜN FIKRASI
Temele sormuşlar:
— Sevişirken karınla konuşur musun?
Cevap vermiş:
— Ararsa neden konuşmayayum...

GÜNÜN SÖZÜ
Az şey bilirsek bir şeyin doğruluğuna emin olabiliriz, bilgi artınca kuşku da artar. Goethe

DUVAR YAZISI
İnsanların seni ezmesine izin verme; Ehliyet al, sen onları ez...