Türkiye 7 Haziran günü bir seçim yaptı ve milli irade sandıktan çıktı.
Ancak bu milli iradeye çomak sokuldu, milletin iradesi yok sayıldı, Yüksek Seçim Kurulu istek üzerine seçimleri tekrarlama kararı aldı.
Seçimlerin tarihi 1 Kasım olarak belirlendi.
Listeler de Yüksek seçim kuruluna verildi.
Samsun için Yüksek Seçim Kurulu’na verilen listeleri incelerken karışıklık yapılmayanı görmedim.
AK Parti’nin listeleri 7 Haziran günü de parti merkezi tarafından hazırlanmıştı şimdi de.
Neden bu karışıklık diye sormak biraz abes olabilir.
Merkez öyle karar vermiştir.
Adaylara da uymak kalır.
MHP’nin listesinde de yapıldı sıralamadaki değişiklik.
Hadi MHP için de Genel Merkez İradesi deyip geçelim.
Peki ya Cumhuriyet Halk Partisi?
7 Haziran için ön seçim yapılarak belirlenen listede değişiklik yapılmayacağı söylendi.
Seçmenin iradesi denildi.
Ne oldu seçmen iradesine?
7 Haziran’daki seçmen iradesi CHP’nin listesinde neden değişti.
İlk iki sırada seçmen iradesi var da sonrasında neden kaydırıldı seçmen iradesi?
Seçmenin iradesi ya vardır ya da yoktur.
Şaban Sevinç meslektaşımız kusura kalmasın da bir TV kanalından faydalanmak için halkın iradesine karşı gelirce CHP Genel Merkezi, bundan sonra ne yapacak?
Taviz vermeye başlanınca arkası nasıl alınacak bu işin?
AK Parti’deki liste kaydırmasına gelince…
7 Haziran listesinde üçüncü sıradaki Fuat Köktaş neden 1 Kasım seçimleri için dördüncü sıraya alındı?
Köktaş çok çalışacak, sonraki adayları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyacak, öyle mi?
Gelelim sonuca.
Bu seçimler sonunda da AK Parti 400 milletvekilli bir hükümet kurma durumuna gelemezse ne olacak?
Yeni bir seçim mi?
Yine halkın iradesi tanınmayıp, halka mı gidilecek?
Çok ayıp oluyor, çok…
YILMAZ BALONU PATLADI
AK Parti listesinde ikinci sırada veya üçüncü sırada Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz olacağı önceki gün Samsun’daki haber sitelerinin bazılarında yer aldı.
O kadar kesin haberler yapıldı ki…
Ben de işte yeni Türkiye’nin Ulaştırma Bakanı dedim içimden.
Ancak haber balon çıktı.
Yılmaz listenin hiçbir yerinde olmayınca, Yılmaz severler de hayal kırıklığına uğradı.
Siyasette kesin sözler söylemek hatadır bunun bilincindeyim.
Köşeli konuşmayacaksın.
Ben yine de konuşacağım:
Yıllarca Sosyal Demokrat olarak çevresinde tanınan Yılmaz, ANAP döneminde Belediye Başkanı oldu, sonra AK Parti’ye geçti ve burada devam etti. Yaşı kemale erdi. Artık bundan sonra partisi tarafından milletvekili adayı da yapılmaz, Büyükşehir Belediye Başkan adayı da.
Yani özetle siyasi hayatı sona ermiştir Yılmaz’ın.
Kimse de balon haberlerle kendisini gündeme getirme uğraşı içinde olmamalıdır.
Bıraksınlar Yılmaz’ı, bazı otellerin reklamlarını yapsın dursun…
KESENİN İÇİNDEKİ NOT
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu.
Bakalım neler olacak?
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar.
Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu.
Sonunda bir köylü çıkageldi.
Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun kenarına çekti.
Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü.
Açtı, kese altın doluydu.
Bir de kralın notu vardı içinde. "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
"Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.”
GÜNÜN SÖZÜ
Haksızlığın, önünde eğilme yoksa hakkınla beraber şerefini de kaybedersin.