OMÜde üzümsü meyveler sempozyumu
Millî Mücadelenin 100. yılı anısına Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ev sahipliğinde düzenlenen 6. Ulusal Üzümsü Meyveler Sempozyumunun açılışı, OMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Leyla Demirsoy tarafından düzenlenen sempozyumun açılış programına; Samsun Valisi Osman Kaymak, Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Dr. Gökhan Kızılcı, Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay, üzümsü meyve sektör temsilcileri ve Türkiye’nin birçok yerinden akademisyenler katıldı.
“OMÜ Ziraat Fakültesi çilek üretimine öncülük ediyor”
Sempozyumum açılış konuşmasını yapan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Leyla Demirsoy; çilek, böğürtlen, ahududu gibi mor meyveleri kapsayan üzümsü meyve türleri hakkında bilgi vererek şunları söyledi: “Bu türler lezzetleri ve sağlığa olumlu etkileri nedeniyle tüketiciden rağbet görürken çabuk meyve vermeleri ve yüksek gelir sağlamaları nedeniyle de üreticinin ilgisini çekmekte. Örneğin üzümsü meyve türlerinin ana grubunu oluşturan çilek üretimi, ülkemizde sürekli artış göstermekte. Türkiye; Çin, ABD, Meksika ve Mısır’ın ardından dünyanın 5. çilek üreticisi. Çilek üretimi; yıl boyu üretime büyük katkılar sağlayan topraksız üretim tekniğiyle de Bölgemizde ilgi çeken bir konu. Samsun’da çilek seraları hızla artmakta. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü de çilek yetiştiriciliğindeki gelişmelere tarım koşullarını iyileştirerek ve üreticiyle iş birlikleri sağlayarak öncülük ediyor.”
“Son yıllarda maviyemişin yıldızı parlamakta”
Üzümsü meyveler grubunda yer alan maviyemişin de son yıllarda yıldızının parladığına dikkati çeken Prof. Dr. Leyla Demirsoy “Bunda Bölümümüzün üstlendiği öncü rolün önemli bir payı var. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyemiz Prof. Dr. Hüseyin Çelik’in özverili çalışmaları sayesinde maviyemiş, tüm Türkiye’de tanınmış ve bu türün yetiştiriciliğinde gelişmeler sağlanmıştır.” dedi.
Çilek dışındaki üzümsü meyvelerin yetiştirilmesinin ihmal edildiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Demirsoy, farkındalığın artması için bu konuda düzenlenen sempozyumların devam etmesi gerektiğini belirtti.
“Kendi kendine yeten nadir ülkelerden biriyiz”
Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin dünyada yaklaşık 7. ve Avrupa’da ise 1. sırada olduğunu kaydeden TAGEM Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Dr. Gökhan Kızılcı da sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım camiası olarak 82 milyon nüfusun desteği ile 50 milyona yakın turistik ve göçmenleri misafir eden ülkeyiz. Kendi kendine yeten nadir ülkelerden biriyiz. Türkiye tam bir tarım ülkesidir. İklim özelliklerimiz bakımından şanslıyız. Meyvecilik alanında ılıman iklim meyveleri, tropik iklim meyveleri dâhil yetiştirebiliyoruz. Bu avantajlarımızı kullanarak daha fazla üretim yapmak bizim elimizde. Üzümsü meyveler yetiştiricisi para kazandıran, küçük alanlarda yüksek gelir sağlayan bir gruptur. Bunun Türkiye’de daha çok gelişmesini ve birçok alanda olması çiftçimize katkı sağlayacaktır.’’
“Ülkemizde kurulan üzümsü meyveler grubunun çekirdek kadrosu aramızda”
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsnü Demrisoy da konuşmasında başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Milli Mücadele’nin tüm kahramanlarını saygı ve minnetle andı.
Üzümsü meyvelerin sağlıkta ve ekonomideki önemine değinen Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy “Bu sebeple Ziraat Fakültesi olarak uzun yıllar çilek üzerinde çalışmalar yaptık. Daha sonra ülkemizde üzümsü meyveler grubu kuruldu ve bu grubun çekirdek kadrosu burada. Dolayısıyla üzümsü meyveleri Türkiye’de yaygınlaştırmak için çok çalıştık ve epey yol aldık. Bu sempozyumda da üzümsü meyvelerin geleceğini tartışarak yön vermeye çalışacağız.” diye konuştu.
Sempozyuma destek veren Tarım ve Orman Bakanlığı, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Çarşamba Belediyesi, Vezirköprü Belediyesi, Çarşamba Ziraat Odası, sanayi kuruluşları ve şirketlere teşekkür eden Dekan Demirsoy, sempozyumun ülkemize ve bilim dünyasına katkı sağlamasını diledi.
“100. yıl etkinliklerinin içinde olmak OMÜ olarak bizi çok mutlu ediyor”
Sempozyuma katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç de “Millî Mücadele’nin 100. yılında OMÜ olarak çok sayıda etkinliğin içinde olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Bu bizi çok mutlu ediyor çünkü Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun ilk adımını attığı Samsun’dayız. O günün adını taşıyan OMÜ’de ise bugün çok sayıda bilim insanıyla birlikteyiz. Böylece Millî Mücadele dönemini hatırlayarak nereden nereye geldiğimizi yeniden düşünme fırsatımız oldu. Atalarımızın bağımsızlığımızı ne kadar büyük zorluklarla ve fedakârlıklarla kazandığını, üzerinde yaşadığımız vatanı bize teslim ettiğini yeniden hatırladık. Bu vesileyle Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.” dedi.
“Üzümsü meyvelerin ülke ekonomisine katkısını arttıracak bilgi alışverişinde bulunacaksınız”
Sempozyumun konusunun günlük hayatımızda aşina olduğumuz meyveleri kapsadığını belirten Rektör Bilgiç konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Biz bu meyveleri tüketici boyutuyla bilirken sizler, daha derinlemesine ve bilimsel olarak ele alacaksınız. Dünden bugüne taşınan değerli ürünlerin, yarına taşınması adına ve bu ürünlerin ekonomiye sağladığı katkıyı çoğaltmak adına bilgi ve teknoloji üretimini ilerletecek, bilgi alışverişinde bulunacaksınız. Üzümsü meyvelerin birçoğunu kendi bahçemden de biliyorum. Her birinin çok farklı aroması var ve yemesi çok kolay. Ekonomik değerleri yüksek olsa da toplanmasının ve taşınmasının zor olması, bu ürünlerin çok geniş bir üretim alanına dönüşmesine engel oluyor. Ancak üzümsü meyvelerin bir kısmının, Türkiye’de yaygınlaşması için çalışan Ziraat Fakültemizin çok değerli akademisyenleri var. Başta Prof. Dr. Hüseyin Çelik ve ekibi olmak üzere akademisyenlerimiz hiçbir karşılık beklemeden, sadece ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışıyorlar.”
“Birimlerimiz arasında Ziraat Fakültesi çalışmalarıyla önemli bir yer tutuyor”
44. yılını tamamlayan OMÜ hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Sait Bilgiç “55 bin civarında öğrencisi, 2 bin 500 akademisyeni, 5 bin 500 çalışanı bulunan ve toplam 9 milyon 500 bin metrekarelik bir alana sahip OMÜ oldukça önemli bir üniversite. Tabi ki Samsun’da bulunması ve Milli Mücadele adını taşıması üniversitemize ayrı bir önem kazandırıyor. Bu sebeple bu ismi daha yukarı taşımak için OMÜ olarak tüm ekibimizle çok ciddi çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. Tüm birimlerimizin öne çıkma çabası olsa da birimlerimiz arasında Ziraat Fakültesi önemli bir yer tutuyor. Çalışmaları ve projeleriyle de yararlı sonuçlar elde ediyorlar. Örneğin bu yıl Ziraat Fakültesi öğretim üyemiz Prof. Dr. Rıdvan Kızılkaya tarafından çok önemli bir proje hayata geçti. Avrupa Birliği Erasmus Mundus projesi ile 3 milyon avroluk bir destek aldı. Bu projenin önemi, para miktarından çok Türkiye’de ilk olması ve koordinatörlüğünü OMÜ’nün yapması. OMÜ dışında 4 partneri bulunan ve 15 ülkenin katılımıyla gerçekleşen bu büyük proje, üniversitemizdeki çok sayıda proje gibi şerefle yerini aldı.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin gelişmesine, ilerlemesine ve güçlenmesine katkı sunan herkese minnettar olduğunu dile getiren Rektör Bilgiç “Bu insanları öne çıkarıp takdir ettiğimiz sürece Türkiye’nin gelişimine hizmet edeceğimizi düşünüyorum. İnşallah bu sayılar daha da çoğalacak ve biz daha da güçlü olacağız. Mazlum milletlerin ümidi olan bir devlet olarak da bunu başaracağımıza inanıyorum.” dedi.
“Güçlü Türkiye anlamında sizler bizlerin gerçekten yol göstericisisiniz”
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının başlattığı Millî Mücadele’nin 100. yılı kapsamında düzenlenen etkinliklerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan Samsun Valisi Osman Kaymak ise “Millî Mücadele’nin 100. yılı kapsamında yapılan çalışmalarda OMÜ hep yanımızda oldu ve bizlere rehberlik etti. Bu vesileyle Rektör hocama ve bütün ekibine çok teşekkür ediyorum. Atatürk ve silah arkadaşlarını ve bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.
Kurumlar ve üniversite iş birliğiyle yapılan bilimsel ve teknolojik çalışmaların önemini vurgulayan Vali Kaymak “Güçlü Türkiye anlamında sizler bizlerin gerçekten yol göstericisisiniz. Dünyada tarım ve gıda ürünleri kritik bir öneme sahip. Türkiye de önemli bir tarım ülkesi. Samsun’da bulunan 3 önemli ova olan Bafra, Çarşamba ve Vezirköprü ovası, Türkiye’nin önemli tarım bölgelerindendir. Bu ovalar toplam 1 milyon 200 bin dekara yakın bir alanı kapsıyor ve bu ovalarda yüzbinlerce ton sebze üretiliyor. Aynı zamanda fındık ve çeltikte Türkiye’de önemli derecelerde üretimimiz mevcut. Merkezi hükümet ve Tarım Bakanlığı da Samsun’daki bu üretimlerin önemini görerek araştırma laboratuvarlarını, kurumları, ziraat ve veteriner fakültesi gibi bütün birimleri bu şehirde kurgulayarak bölgedeki tarımı doğru bir şekilde yönlendirmiştir. 2 yıldır Samsun Valisi olarak görev yapıyorum. Bu kurumların gerçekten bölgemize büyük katkılarını her alanda görüyoruz. Bugün yapılan bu organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan Rektörümüzü, Sempozyum Başkanını ve Ziraat Fakültesi Dekanını tebrik ediyorum. Bu çalışmalar çiftçimizin önünü açacaktır.” diye konuştu.
“Sempozyum ülkemiz ve Samsun tarımı için büyük kazanç”
Sempozyumun ülke ve Samsun tarımına önemli katkılar sağlayacağını ifade eden Vali Osman Kaymak sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sizlerin yaptığı bilimsel çalışmalar kurumlarla paylaşılarak sahaya da yansıması hâlinde insanlarımıza aş ve iş olarak geri dönecektir. Gerçekleşen bu sempozyumun ülkemiz ve Samsun tarımı için büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Bu projelerin sahaya ve pazara yansıması ülkeyi kalkındıracak sonuçlar elde etmek için siz paydaşlarımızın da desteklerini bekliyoruz. Diğer illerden gelen değerli hocalarımıza, sempozyumda emeği geçen paydaş katılımcılara ve görevli arkadaşlara teşekkür ediyorum. Sempozyumun başarılı ve yararlı geçmesini diliyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından Samsun Valisi Osman Kaymak, Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ve katılımcılar, Prof. Dr. Hüseyin Çelik’in türleri tanıtmak amaçlı hazırladığı fotoğraf sergisini gezdi. Sergi gezisinin ardından üzümsü meyvelerden hazırlanan ikramlar katılımcılara tanıtıldı.
7 Eylül tarihine kadar sürecek olan sempozyumda; “çilek, maviyemiş, ahududu, böğürtlen, frenküzümü, bektaşi üzümü, kuşburnu, dut, diğer minör meyveler (mersin meyvesi, güzyemişi, turnayemişi, gelebor, kurtüzümü, aronya, altın çilek, çayüzümü, çobanüzümü, balyemişi) gibi türlerde; ıslah-genetik-biyoteknoloji, adaptasyon, çoğaltma ve yetiştirme teknikleri, fizyoloji, bitki besleme ve sulama, hasat, hasat sonrası işlemler ve pazarlama, hastalık ve zararlılar, mekanizasyon, ekoloji, beslenme, sağlık ve farmakoloji” konuları detaylı şekilde ele alınacak.